Doğum Sonrası Depresyon

POSTPARTUM DEPRESYON

( DOĞUM SONRASI DEPRESYONA DİKKAT ! )

Doğum sonrası, birçok insan için özel, hoş bir dönem olmakla birlikte gerçekte ailenin yaşam döngüsündeki en stresli ve endişe üreten dönemlerden biridir. Bir çocuğun bakımını üstlenmenin bunaltıcı talepleriyle birlikte insanın eşiyle geçirdiği zamanın kaybı, yetişkin arkadaşlıklarının kaybı, özgürlüğün ve alışılmış gündelik hayatın kaybı da yanında gelmektedir. Yaşamlarının bir daha asla eskisi gibi olmayacağının bilinciyle, yeni yaşam tarzına uyum sağlamaya çalışırken bu dönem bir mücadeleye dönüşüverir.

Postpartum depresyonun sebebi nedir?

Gebelik sırasında, hormon, özellikle de progesteron ve östrojen düzeyleri, dikkate değer şekilde yükselir, ve çocuğun doğumundan sonra da saatlerle günler arasında bir zaman içinde hızla düşer. Ayrıca gebelik sırasında plasentanın ürettiği, insana kendini iyi hissettiren hormonlar olan endorfinlerin miktarı da doğumdan sonra bariz şekilde düşer.Tüm bu etkiler depresyon riskini ortaya çıkarır.

Postpartum depresyon nasıl anlaşılır?

Doğum sonrası depresyonun bulguları, doğum sonrasındaki ilk günlerde sıklıkla görülen “Postpartum Blues ya da Lohusalık Hüznü”nden ayırt edilmesi güç olabilir. Postpartum Blues yeni doğum yapmış annelerin %50-70‘nde görülen normal sınırda olan bir üzüntü veya endişe hali, kolay ve sık ağlama, en yakınlarına sıkıca bağımlılık tablosu şeklinde ortaya çıkar. Bu durum genellikle en fazla on gün sürer ve belirtiler kendiliğinden yakınların sosyal desteği ve ilgisiyle kaybolur. Doğum sonrası depresyon genellikle daha geç 2.-8. haftalar arası başlar ve en çok 1 yıl kadar sürer. Tedavi görmeyen kadınlarda 3 ay ile 1 yıl arasında kendiliğinden düzelebilir. Annenin bebeğine karşı ilgisizliği veya hostil duyguları ön plandadır. Anne bebeğine yeterli bakımı vermemekten ve hatta bebeğine zarar vermekten korkabilir. Normalden daha fazla ağlama,çoğunlukla kendini üzgün hissetme,konsantre olamama ve sıkıntı içinde hissetme ,eşyaları nereye koyduğunuzu hatırlamakta zorluk çekme ,eskiden keyif aldığınız şeylerden keyif alamama ,çok yorgun olduğunuz halde bebeğiniz uyuduktan sonra bile hala uyuyamama ,günün çoğunda yorgun olma ,hep böyle hissedecekmiş gibi hissetme ,yalnız kalmaktan korkma gibi duygular yoğundur.

Postpartum depresyon kimlerde sık görülür?

Bazı risk faktörlerini taşıyan kadınlarda bu durum daha sık görülebilir. Kadının ya da eşinin işsizliği, sosyal desteğin yetersiz olması, evlilik sorunları, beklenmedik yaşamsal olaylar(ölüm, ayrılık gibi), planmamış gebelikler, çocuk sayısının fazlalığı, daha önceki gebeliklerde depresyon geçirilmesi, yüksek riskli gebelik yaşamış olması, kayıpla sonlanan gebelik ve doğum deneyimleri, erken anne-bebek ayrılığı ve bebeğin bakımı ile ilgili duyulan kaygılar, annenin ailesinde geçirilmiş “Doğum sonrası Depresyon” öyküsü riski arttıran etmenlerdir.

Postpartum depresyonun tedavisi nedir?

Tedavi hastalığın ciddiyetine göre değişmektedir. Aile terapistinden alınacak psikoterapiyle birlikte antidepresan ilaçların kullanımını gerekebilmektedir. Grup psikoterapisinin, postpartum ruh bozukluğu yaşamakta olan diğer kadınların katılımını sağlayarak, çocuğun doğumundan sonraki ilk aylarda birçok kadının hissettiği "kabuğuna çekilme" hislerini azaltarak, depresyonu düzelttiği görülmüştür. Emzirme döneminde de emzirmeyi kesmeden uygun ilaçlar kullanılabilir.

Postpartum depresyonu engelleyebilir miyiz?

Bunun için öncelikle hayatınızdaki stres faktörlerini doğumdan önce saptamak ve çözüm bulmaya çalışmak gerekir. Çocuğunuzun doğumunu takip eden aylarda, boş zamanlarınız için plan yapın, bol bol dinlenin, hislerinizi reddetmeyin ve böyle hissettiğiniz için kendinizi suçlu hissetmeyin.